Metal Neyle Delinir? – İzmirli Bir Gençten Mizahi Bir Bakış
Ah, metal… Hani şu bütün dünyayı kasıp kavuran, bazen duygusal, bazen ise başına gelebilecek her türlü talihsizlikle uğraşan ama asla pes etmeyen o sağlam malzeme var ya, işte o. Ama gerçekten, metal neyle delinir? Bu soruyu gündelik hayattan bir parça mizah katıp, bir de İzmirli bakış açısıyla irdeleyelim. Çünkü bana sorarsanız, metali delmenin yolu bazen sıradan bir çekiçten değil, biraz da hayatın kendisinden geçer.
“Okey, metal neyle delinir?”
Bunu sorarken elbette ciddiyetle sormuyorum. Tam tersine, biraz espri, biraz da düşündürücü bir şekilde yaklaşmak istiyorum. Geçen gün arkadaşlarla toplanmışız, bir kafede. Tam o sırada konu şuna geldi:
“Ya metal neyle delinir ki?” dedim.
“Bayağı çekiçle falan delinir herhalde,” dedi Mert, sağdaki masadan.
“Evet, ama bence bir de acayip ağır bir tehdit lazım. Hani bir metal parçasını korkutup delmeli,” diye ekledim.
“Benim elimde işte bu kadar acayip bir bakış açısı var, dedim.”
Evet, bu şaka tam yerinde olmasa da, aslında işin içinde biraz da gerçek var. Metali delmek, hayatı delmek gibi bir şey; bazen ona kafa yormaya başlıyorsun, düşündükçe her şey bir şekilde daha karmaşıklaşıyor. Ama bir noktada, ya çekiç ya da biraz da sabır gerekiyor.
Metalin Derinliklerinde Bir Gezi
Şimdi, tam olarak metal neyle delinir sorusunun derinine inelim. Gerçekten metalin yüzeyine dokunduğunda, derin bir ses çıkarır, sanki içinde bir şeyler fısıldar. Ama nasıl? Hadi gelin, bunu birlikte çözmeye çalışalım.
Bir gün Esra ile sabah kahvesi içiyorduk, o sırada camdan dışarı bakarak konuştuk:
“Metal delinir mi ki ya?”
“Bence o kadar kolay değil, bak biraz daha derinden yaklaşalım, belki sadece tıknaz bir şekilde değil, ruhsal bir yöntemle delinir,” dedim, yarı şaka yarı ciddiyetle.
“Ya senin gibi deli bir insan neyle delinir onu ben sana söyleyeyim, şaka bir yana metalin derinliklerine ulaşmak da, o kadar kolay olmasa gerek,” diye cevap verdi.
Bazen işte metalin içi de insan gibi, yüzeyden bakıldığında çok basit gibi görünse de içine girmeye çalıştığında başka bir evrene girmiş gibi hissediyorsun. Metalin kalınlığı, tıpkı hayatın zor anları gibi. Ama bazen o derinlere inmeye çalışırken bir çekiç, bir martı sesi ya da kedinin ansızın kafama atlaması gibi bir şey deliyor insanı. Gerçekten de, metal neyle delinir sorusu, bazen dışarıdan bakıldığında basit gibi görünse de, içsel olarak insanın ruhunu da deliyor.
Bir Çekiç, Bir Metal, Bir Sabır
Geldik en kritik kısıma: Gerçekten metal neyle delinir? Mert bir ara şöyle dedi:
“Benimle dalga geçme, çekiçle metal delinir, bitti!”
O zaman bir çözüm bulmam gerekti. Metalin gerçekten delindiği bir şeyler düşündüm. Yavaş yavaş çekiçle metalin birleşmesi gibi bir şey.
Ama başka bir açıdan bakarsak, bazen metalin delindiği şey, yalnızca sabır olabilir. Çünkü gerçekten metalin derinliklerine inerken, sabır lazım. Bunu anladım çünkü bazen insanlar için de geçerli. Ya da bir çok kez insan, gerçekten sabırla yol alırken birdenbire o metal parçası çözülür.
Bunun üzerine Esra’yla şöyle düşündük:
“Yani, belki de metalin delindiği şey, sadece doğru zamanı beklemek…”
“Vay be, Esra! Bu kadar derin mi düşünüyorsun, takılmakta zorlanıyorum,” dedim.
“Ya aslında biraz da senin içsel çekiç gibi, biraz da sabrın… Sanırım metali delmenin de sırrı bu.”
Sonuç: Metalin Deliği, Hayatın Tüneli
Sonunda varılacak nokta şu: Metal, dışarıdan bakıldığında delmesi kolay bir şey gibi görünebilir, ama işin içine girince, her şeyin biraz daha farklı olduğunu fark ediyorsun. Bir çekiç ya da başka bir araç olabilir, ancak bazen bu metalin derinliklerinde bir başka sorunun cevabını buluyorsun. Hayat da tıpkı bir metal gibi; bazen sabırla delinir, bazen de bir çekiçle kırılır.
Ve unutmamak gerekir: Metal neyle delinir? Belki de hayatın kendisiyle, biraz çekiçle ve bolca sabırla delinir.